Ramazanda susuzluğa yeterli gelen besinler nelerdir? Sahurda iki bardak kefir içerseniz…

Uzun günlere denk gelen Ramazan ayında gün içerisinde susuz kalmamak için iftar ve sahurda kesinlikle tüketilmemesi gereken besinler vardır. Aksi halde uzun vadeli susuzluk vücutta önemli komplikasyonlara davetiye çıkartabilir. Bunlardan en değerlisi gün içinde daima yorgunluk ve baş ağrısı rahatsızlıklarıdır. Pekala Ramazanda susuzluğa âlâ gelen besinler nelerdir? Sahurda iki bardak kefir içerseniz…

Sağlıklı bir vücut için en temel muhtaçlık sudur. Su bilhassa organların işlevselliğini sağlar. Bunun yanı sıra kan basıncını istikrarlar. Vücut içindeki oksijeni eşit bir biçimde dağıtarak önemli marazların yaşanmasını önler. Bu yüzden mütehassıslar bir insanın gün içinde 2.5 litre su tüketilmesini tavsiye eder. Lakin Ramazan ayında su tüketimi azalır. Bunun önüne geçmenin en değerli yolu iftar ve sahurda likit nispeti yüksek besinler tüketmektir. Birebir devranda bu besinler vitamin ve mineral deposu olmalıdır. Vücut açlık ve susuz kalacağı vadede likit tıpkı devranda vitaminleri kullanarak daha dinç kalır. Bilhassa çalışanlar için mütehassıslar bu besinlerin iftar ve sahurda ara öğün olarak da tüketilmesi gerektiğinin altını çizer. Gün içinde rastgele bir besin ya da su tüketmeyen vücut organlarının işlevselliğine devam etmek için gerekli olan su birebir devirde kilo alma ya da verme üzere sıhhat dertlerini da pürüzler. Metabolizmanın daha sağlıklı işlemesi için gerekli olan su ve likit ölçüsü yüksek olan besinler iftar sonrası hantallaşan vücutta yağ birikimin önüne makbul.

RAMAZANDA SUSUZLUĞA ÂLÂ GELEN BESİNLER NELERDİR?

– Ramazan ayında iftarda ve sahurda vücut likidini dengelemek için su başlı başına tahlil değildir. Bunun için likit nispeti yüksek besinlerde tüketilmelidir. Antioksidan bakımından varlıklı olan erik, kiraz ve çilek üzere besinler vücudun toksin atmasını sağlarken muhtaçlığı olan sıvıyı da rahatlıkla karşılar. Bu yüzden iftarda, ara öğünde ya da sahurda bu besinlerden elde edilen meyve suyu yahut komposto tüketmekte yarar var.

– Vücudun hem likit hem de probiyotik gereksinimi için yoğurt ve süt önerilir. Tıpkı devirde yüzyıllardır vücut sıhhatine inanılmaz tesirleri olduğu bilinen kefirde bunlar arasında bölge alır. Ramazan uzunluğu azalan öğün ölçüsü vücudun gelişimine ek sağlayan vitaminlerin de azalmasına neden olabilir. Lakin mütehassıslar sağlıklı ve bilinçli bir beslenmenin bunu önlediğini vurguluyor. Kemik ve kas gelişiminde da yararı olduğu bilinen bu besinleri Ramazan boyunca sofralardan tüketilmemesi gerekir. 

– Ramazan ayında susuzluğa bağlı sıklıkla yaşanan rahatsızlıklardan biri de mide hastalıklarıdır. Hazımsızlık ve ülser çoklukla bu ayda artar. Bununda önüne geçmenin en olağan yolu kavun, karpuz ve kividir. Bu besinler tabiatta likit bakımından en zenginleridir. Bunun yanı sıra sindirim sistemini düzenleyen vitaminlere sahiptir. Bilhassa bağırsakların fonksiyonunu düzenleyen karpuz ve kavunu bilirkişiler iftar ve sahur arasında tüketilmesini tavsiye eder. Bu besinler vücudun likit orantısını dengelerken kanın muhtaçlığı olan doğal şekeri de sağlar. Ayrıyeten uzun mühlet vücut direncini artırır.

– Likit orantısı vücutta niyet bağışıklık sistemi olan her unsura antikor üretir. Bu da vücudun iç savaşına yol açar. Aniden yükselen ateşler ve baş ağrıları vücudun kuvvetini düşürür. Tüm bunların önüne geçmek için İftarda çorba tüketilmesinde yarar var. Bilhassa domates, yoğurt ya da tavuk suyundan yapılan çorbalar vücudun gereksinimi olan vitamini sağlarken sindirimi yumuşatır. Gün içinde vücudun virüs ve bakterilere karşı direncini de artıtır.

– Salatalıkta da likit orantısı epeyce yüksek olduğundan bu süreçte salatalık tüketimi de önerilir. Bilhassa bilirkişiler yoğurtla birlikte tüketimini tavsiye eder. Salatalık vücudun likit orantısını artırırken cildinde sıklaşmasını destekler. 

SAHURDA İKİ BARDAK KEFİR İÇERSENİZ…

Süt ve yoğurda orantıyla daha az bakteri üreten kefir Ramazan ayında bilhassa sahurda tüketilmesi tavsiye edilir. Amerika da yapılan araştırmalarda kefirin insan sıhhatine inanılmaz yararları olduğunu vurguluyor. Fermantasyona uğrayan süt ve yoğurttan meydana gelen kefir, susuzluğa da yarar sağlar. Bağışıklığı güçlendiren kefir, virüslere karşı direnci artırır. Bağırsak florasını istikrarlar. Hazımsızlık ve şişliğin yaşanmasını handikaplar. Kan basıncını düşürerek kalp ve damar illetlerini önler. Cildin deforme olmasının önüne makbul. Tıpkı devranda kefir, böbrek üstü bezleri çalıştırdığında tesirli olduğu gözlemlenmiştir. Bu sayede vücudun likit orantısı daima yenilenmektedir.